Uvea Tümörleri
Uvea Nevüsü
Tüm yaş gruplarında ve erişkinlerde en sık görülen benign yani iyi huylu göz içi tümörüdür. Toplumun yaklaşık %5-6’sında uvea nevüsü bulunduğu tespit edilmiştir. Yani her 20 kişiden birinde uvea nevüsü mevcuttur. Uvea nevüsleri, iris, siliyer cisim ve koroidden yani uvea tabakasının her 3 bölümünden de kaynaklanabilir.Tümör genellikle asemptomatiktir. Ancak görme merkezi yani makülaya yakın koroid nevüsleri kronik dejeneratif retina değişiklikleri ve eksüdatif retina dekolmanı oluşturarak görmede azalmaya neden olabilir. Uvea nevüslerinin tanısı genellikle göz muayenesi sırasında tesadüfen konur. İris yani gözün dışarıdan görülen renkli tabakasındaki tümörler kişinin kendisi veya yakınları tarafından da fark edilebilir. Özellikle mavi, ela, yeşil gibi açık göz rengi olanlarda koyu renkli tümörler daha kolay görülür.
Uvea Melanomu
Erişkin çağda en sık görülen malign yani kötü huylu göz içi tümörüdür. Genellikle 60 yaşın üstünde görülür. Ancak daha gençlerde ve nadiren çocukluk çağında da ortaya çıkabilir. Beyaz ırkta görülür, siyahlarda ve asya ırkında son derece nadirdir. Batı toplumunda görülme sıklığı 5-6/1.000.000 dur. Tümör gelişiminde en önemli risk faktörü oküler melanositoz denilen göz yüzeyinde sklerada görülen pigmentasyon artışıdır. Oküler melanositozu olan hastalarda yaşam süresinde uvea melanomu gelişme riski 1/400 olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla bu grup hastada yaşam boyu periyodik göz muayenesi gereklidir.
Uvea melanomu en sık koroidde (%85), siliyer cisim () ve iriste (%5) görülür. Belirtileri görme azalması, ışık çakmaları, görme alanı kayıpları, ilerlemiş olgularda ise glokom ve katarakttır. Bazen hiçbir belirti olmayıp tümör göz muayeneleri sırasında tesadüfen tesbit edilmektedir. Özellikle siliyer cisim iris arkasında kalan ve muayene edilemeyen bir bölge olduğu için bu bölgeden kaynaklanan tümörler sinsi seyretmekte ve ancak çok büyüdüğü zaman belirti vermektedir. İris melanomlarında iriste renk değişikliği veya iris üzerinde koyu renkli leke görülebilir. Bu belirtiler kişinin kendi veya yakınları tarafından da gözlenebilir.
Tanıda klinik muayene yanında, ultrasonografi, ultrason biyomikroskopi, ön segment ve renkli fundus fotoğrafisi, flöresein ve indosiyanin anjiografi, optik koherens tomografi ve otoflöresans tetkiklerinden faydalanılır. Uvea melanomlarında tanı çoğu kez biopsi gereği olmadan klinik ve yardımcı inceleme yöntemleri ile konabilmektedir. Ancak prognostikasyon ve genetik çalışmalar yapılabilmesi için doku örneğine ihtiyaç vardır. Doku örneği pars plana vitrektomi ve ince iğne aspirasyon biopsisi yöntemleri ile elde edilebilir.
Tedavide radyoterapi, lazer tedavileri (transpupiller termoterapi-TTT), tümörün cerrahi olarak çıkarılması ve enükleasyon (gözün alınması) tedavileri uygulanmaktadır. Her tedavi yönteminin endikasyonları mevcuttur. Değişik büyüklükteki ve yerleşimdeki tümörlere bu opsiyonların hepsinin uygulanması mümkün değildir. Radyoterapi episkleral plaklar ile veya cyberknife, gamma knife, proton beam radyoterapisi yöntemleri ile yapılabilir.
Arka segment melanomlarında (siliyer cisim ve koroid) uygun tedavi yapılsa bile 5 yılda ortalama -15 dolayında bir metastaz riski bulunmaktadır. Uvea melanomu, subklinik metastaz yapabilen bir tümördür. Yani daha tanı konulup tedaviye başlanmadan tümör hücreleri kan yoluyla vücuda yayılmaktadır.
Uvea melanomunda uygulanan göz koruyucu tedaviler uygun endikasyon dahilinde yapıldıkları zaman sistemik metastaz riskini artırmaz. Bu nedenle, tedavi yaklaşımı mümkün oldukça göz koruyucu tedavilerin uygulanması şeklindedir. Ancak her melanom göz koruyucu tedavilere (radyoterapi, cerrahi eksizyon ve laser) yanıt vermez. Bazen gözün alınması (enükleasyon tedavisi) gereklidir. Tedavi seçimi noktasında oküler onkoloji uzmanının önerilerine uyulması metastaz riskinin azaltılmasına katkı sağlayacaktır.
Koroid Hemanjiomu
Ortalama 40 yaşlarında ortaya çıkar. Yani uvea melanomuna göre daha erken bir yaşta görülür. Genellikle optik sinir çevresinde ve makülada (görme merkezi) ortaya çıkar. Görme kaybı tümörün bizzat görme merkezini işgal etmesi veya oluşturduğu eksüdatif retina dekolmanı sonucu gelişebilir. Koroid hemanjiomu, sınırlı veya difüz olabilir. Difüz koroid hemanjiomları, Sturge-Weber sendromu ile birlikte görülebilir. Tedavide izlem, laser tedavisi (fotokoagülasyon, TTT, PDT-fotodinamik tedavi) ve radyoterapi yöntemleri uygulanabilir.
Prof. Dr. Nur ACAR GÖÇGİL
Göz Hastalıkları & Retina Cerrahisi Uzmanı