Behçet Hastalığı
Bu hastalık, Türkiye, Orta Doğu ülkeleri ile Asya ve Japonya’da sık görülen bir hastalıktır. Erkeklerde daha sık görülmekte olup ilk belirtiler 20’li-30’lu yaşlarda tespit edilebilir. Ancak Behçet Hastalığı her yaşta ortaya çıkabilir.
Göz içindeki iltihaplanma, görmede bulanıklık, ağrı, kızarıklık gibi semptomlara sebep olur ve bazen körlüğe yol açabilir.
Behçet Hastalığı, aralıklı alevlenme gösteren kronik bir hastalıktır. Ancak, semptomların kaybolduğu remisyon dönemleri mevcuttur. Hastalık, kişiden kişiye değişebilir. Bazı hastalar normal bir yaşam sürerken, tedavi almayan hastaların %20’sinde yasal körlük riski mevcuttur.
Hastalık nadiren öldürücüdür. Ancak vaskülit veya merkezi sinir sistemi tutulumu gibi nadir durumlarda %5 ölüm riski bulunmaktadır.
Behçet Hastalığı, bağışıklık sisteminin vücudun kendi dokularını yabancı bir madde olarak algılayarak savunmaya geçmesi sonucu oluşan bir otoimmün hastalıktır. Kan damarları en çok hasar gören dokular arasındadır.
Bu hastalığa yatkınlığı olan kişilerde, patojenlerin yanı sıra bağışıklık sistemi bozukluklarının da hastalığı tetiklediği düşünülmektedir. Behçet Hastalığı, en sık görülen belirtileri ağız içi ve cinsel bölgede yaralar, göz içi iltihaplanmalar ve cilt problemleridir.
Artrit, damar içi pıhtılaşma, gastrointestinal ve merkezi sinir sistemi iltihaplanmaları gibi diğer belirtiler de mevcuttur. Göz içi iltihaplanmaları, hastaların yarısından fazlasında görülür ve görme kaybına sebep olabilir.
Behçet Hastalığı tanısı, detaylı bir öykü alınması ve muayene sırasında saptanan belirtiler ile konulur. Tipik ağız içi ve cinsel bölge ülserleri ile birlikte deri bulguları, hastalığı işaret eder. Biyomikroskopik göz muayenesinde hipopiyon görülebilir.
Behçet Hastalığının tam bir tedavisi yoktur ancak steroidler ve bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar gibi tedaviler uygulanabilir. Tedavinin ana amacı ağrıyı ve sıkıntıyı azaltmak ve komplikasyonları önlemektir.
Akut anterior üveit tedavisi genellikle steroidlere cevap verir. Gözün arkasındaki iltihaplanmayı baskılamak için enjeksiyon veya oral steroid tedavisi uygulanır. Sistemik tedaviler akut tabloyu tedavi etmede oldukça faydalıdır. Cerrahi yöntemler, hastalığın komplikasyonlarına çözüm bulmak için gerektiğinde denenir.